sen yanmayı bilirmisin, yüreğim yılların hasretini, özlemini tam buldum dediğin anda kaybetmeyi bilirmisin uzanıp tutacak kadar yakınken bin yıl öteye uzaklaşmanın acısını sen özlemeyi bilirmisin, gözlerim dağların, yolların ardını görebilirmisin iki damla yaş gibi taşıdığın, dökülmesinden korktuğun nehirler gibi coşup akan sellere kapılıp giden sevdanın ardından boynu bükük kalmayı bilirmisin sen ateşi tutabilirmisin ellerim umutlara uzanıp eli bomboş kalmayı bilirmisin sarıldığın, yüreği, yüreğinde bildiğin ellerinde büyüttüğün sevda çiçeğini alabilirmisin düştüğü ateşten sen yanmayı bilirmisin yanıp kül olmayı küllerinden yeniden doğmayı güneş gibi yarın gibi umut gibi benim gibi, YANMAYI BİLİRMİSİN...